AB’ye Anadolu ilhamı
Avrupa kıtasının adı Anadolu kökenlidir.
Mitolojiye göre Tanrı Zeus Finike kıyılarından Prenses Europa’yı kaçırmıştı.
Prenses, kaçırıldığı ana karaya adını vermişti.
“Europa (Avrupa)...”
Buna “Mitoloji masalı” denebilir.
O zaman “mitolojiyle tarihi harmanlayarak” bir cevap daha...
“Antalya ile Fethiye arasındaki coğrafyada yüzlerce yıl yaşayan Likya’nın krallarından Sapheredon’un annesidir Europa.”
Bu bir tarih sohbeti değil.
Çok daha önemlisi, Türkiye’nin AB üyeliğine dönük itirazlara ve eleştirilere karşı öne sürülebilecek değerli bir anlatım olmasıdır.
Akademisyen Kader Sevinç (*) yıllardır Brüksel’de...
Karşı karşıya kaldığı şöyle sorulara işaret ediyor.
“- Türkiye gerçekten AB yapısına uyum sağlayabilir mi?”
“- Türkiye, Avrupalı mı?”
“- Kültürel ve tarihsel mirası Avrupa’dan kopuk değil mi?”
Kader Sevinç işte bu sorularla Türkiye karşıtlığını ortaya koyan kesimlere şöyle cevap veriyor:
“Tarihin derinliklerinden bize göz kırpan bir Anadolu uygarlığı anlamlı yanıttır... Antik çağ Likya uygarlığı, diğer adıyla ışık ülkesidir.”
AB’YE VE ABD’YE İLHAM
Demokrasiye ilham kaynağı olarak “kadim Atina” gösterilir.
Kader Sevinç’in AB ve Johns Hopkins gibi üniversitelerde yaptığı konuşmalardan satırlarla devam...
Likya Birliği 23 kent devletinden oluşuyordu.
“Teke Yarımadası” olarak adlandırılan Antalya ile Fethiye Körfezleri arasındaydı.
M.Ö. 107’de savaşla değil “devletlerin ortak iradesiyle” kurulmuş ve 100 yıl sürmüştür.
...................
1 Antik Atina demokrasisi “eşitlikçi” değildi, “seçkinci” bir yapıya sahipti.
300 bin nüfusunun önemli bölümü köleydi.
Kalanın yarısı kadındı.
75 bin erkek oy kullanabiliyordu.
Savaşlarla bu erkek nüfus zaman zaman 40-50 bine düşüyordu.
Likya’da ise kadın/erkek yurttaşlar eşitti, kadın erkek hepsi oy kullanabiliyordu.
2 Atina demokrasisi kadınları yok sayarken Likya’da kadına büyük önem veriliyordu.
Bazı kaynaklar örneğin tarihçi Herodot “Likya’da soyun anne üzerinden yürüdüğüne” işaret etmiştir.
3 Likya Birliği'nde Atina’nın tam tersi kadının toplumsal statüsü yüksekti.
Parlamentoya seçilebiliyor hatta parlamento başkanı olabiliyor, yönetsel önemli görevlere de gelebiliyordu.
4 Atina demokrasisi “çoğunlukçu...”
Likya demokrasisi ise “çoğunlukçu” değil “çoğulcu...”ydu.
5 Likya Birliği’nde parlamento başkanı 1 yıllığına seçiliyor, aynı şehirden üst üste ikinci kez başkan seçilemiyordu.
Atina demokrasisinde böyle bir sınırlama yoktu.
......................
Montesquieu “Yasaların Ruhu” eserinde şöyle der:
“Bana sorarsanız ‘Bugüne kadar gelmiş geçmiş en mükemmel cumhuriyet hangisidir?’ diye, size Likya Birliği’ni gösteririm.”
ABD Anayasası tartışmaları sırasında Alexander Hamilton, James Madison’un, ABD’nin ilk Başkanı George Washington’un da konuşmalarında “Likya Birliği” bir model olarak “referans” gösterilmiştir.
...................
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde bu gibi “entelektüel” dosyaları geliştirmesinde büyük fayda var.
...................
(*) Kader Sevinç, AP'de temsil edilen Sosyalistler ve Demokratlar Partisi Yönetim Kurulu Üyesi ve CHP’nin AB Temsilcisi’dir. Brüksel Şiir Kolektifi ve PEN Belçika üyesidir.
10 yıl evvel Kader Sevinç'in Likya Birliği çalışmaları ile ilgili Dünya Gazetesi'nde çıkan yazı:
コメント