top of page
Writer's pictureKader Sevinc

Seçimlerde Sonuçlara Etki Eden Sahte Videolarla Avrupa Birliği'nin "Yapay Zeka Yasası"nın İlgisi Ne?



Teknoloji dünyası ne kadar hızla ilerliyorsa, demokrasi de onun hızına yetişmek için evriliyor. Yapay zeka ve ileri teknolojiler, hayatın her alanında büyülü bir dokunuşla pozitif ama riskler de içeren değişimler yaratıyorlar. Ancak bizim Demokrasi 4.0 hikayemizde kahraman sadece teknoloji değil. Yurttaşların demokrasideki rolleri de dönüşüyor ve bu değişim hikayesinin başrol oyuncuları aslında yurttaşlar olacaklar.


Sene 2014, benim hikayem bu noktada başlıyor. Demokrasiye yeni bir soluk, yeni bir vizyon getirme arzusuyla Demokrasi 4.0'ı kurdum. Teknolojiyi demokrasinin hizmetine sunarak, daha fazla katılım, daha fazla ses ve daha güçlü bir demokrasi kültürü için uluslararası alanda bir bilinç oluşturabilirdik. İnsanların demokrasi ve siyasette daha aktif bir rol alabileceği bir dünya hayal ediyordum. Yapay zeka bunda önemli bir zemin olacak. Bu elbette etik çerçeveler dahilinde ve yasalarla korunarak gerçekleşecekti.


Bu maceramızın bir diğer kritik durağı ise, bu hafta 14 Haziran'da Avrupa Parlamentosu'nda yaşandı. Burada, uzunca süren müzakereler sonucu AP genel kurulunda, birçok farklı görüş ve sesin yankılandığı tartışmalar sonunda Yapay Zeka Yasası kabul edildi. Bu, neredeyse her partiden parlamento üyesinin desteği ile kabul edilen, teknolojik değişimle birlikte demokrasinin de evrilmesinin bir simgesiydi. Yasaların kabulü, Avrupa Birliği Konseyi ile müzakerelerin kapısını açtı. Bu yeni kapı, bir dönüm noktasıydı ve Avrupa'nın teknoloji ve bence demokrasi vizyonunda yeni bir sayfa açtı.


Dünyadaki ilk örnek olan AB'nin düzenleyici Yapay Zeka Yasası, hem belirli yapay zeka kullanımlarını düzenliyor hem de "yüksek riskli" kullanımlar için önlemler getiriyordu. Ancak, bu yasa aynı zamanda büyük veri yığınları üzerinde eğitilmiş ve geniş bir dizi alt işlem için kullanılan "temel modeller" üzerinde de yoğunlaşıyordu. Özellikle, Avrupa Parlamentosu üyeleri, Bard veya ChatGPT gibi yenilikçi teknolojiler için bir yasal çerçeve sağlama amacındalar. Ben teknolojilerin ilerlemesine yasal engel getirilmesine karşıyım ancak yasal düzenlemelerle halkın korunmasından yanayım.


Bu yasanın yolculuğu son bir yılda daha da genişledi. Yasa, geniş kapsamlı bir kullanım yelpazesini etkileyebilecek "genel amaçlı yapay zeka" / "Generative AI" konusunu da ele aldı. Ayrıca, AI modelleri eğitimi için kullanılan telif hakkı sahibi eserlerin belirtilmesinde şeffaflığa ilişkin gereklilikler de dahil edildi.


Bu çerçeve, yapay zeka sistemlerini, kullanıcılara karşı olası risklere göre değerlendiren ve sınıflandıran bir yapı önermektedir. Bu yapının temelini oluşturan ve Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Yapay Zeka Yasası, yapay zekanın etik ve güvenli kullanımını sağlamak için çeşitli kurallar getirmiştir.


Yasa, yapay zeka sistemlerinin belirli alanlarda kullanımını yasaklar; örneğin biyometrik gözetim, duygu tanıma ve tahmin edici polislik. Seçmenlerin tercihlerini etkileme potansiyeli olan yapay zeka sistemlerinin seçimler ve sosyal medya platformlarında öneri sistemlerinde kullanılması yasaklanmıştır. Aynı zamanda, yapay zeka sistemlerinin sağlık, güvenlik, temel haklar ve çevre üzerinde önemli zararlar oluşturabilecek şekilde kullanılması da engellenmektedir.


Yasa aynı zamanda, AI sistemlerinin sağlayıcıları ve kullanıcıları için farklı risk seviyelerine bağlı yükümlülükler belirlemektedir. En yüksek riskli yapay zeka sistemlerinin kullanımı yasaklanmış olup, bunlar arasında insanların veya belirli savunmasız grupların bilişsel davranışsal manipülasyonu, sosyal skorlama ve gerçek zamanlı ve uzaktan biyometrik tanıma sistemleri bulunmaktadır.


Avrupa Parlamentosu'nun bu yasa ile yaptığı, AI sistemlerinin AB sınırları içinde kullanılmasının güvenli, şeffaf, izlenebilir, ayrımcılık yapmayan ve çevre dostu olmasını sağlamaktır. Bu durum, demokratik bir toplumda, yapay zekanın sağladığı potansiyelin değerlendirilmesi ve insan haklarının korunması anlamına gelir.


İşte tüm bu süreçler aslında Demokrasi 4.0'ın da çekirdeğini oluşturuyor: Şeffaflık ve hesapverebilirlik. Demokrasi 4.0, vatandaşların politik süreçlere daha aktif katılımını sağlayan, demokrasinin daha şeffaf ve etkin hale gelmesini destekleyen bir vizyona sahip. Bu, sadece seçim süreçlerinin daha adil olmasını değil, aynı zamanda vatandaşların politikaların şekillendirilmesine daha aktif olarak katılmalarını da hedefliyor.


Bu yolculuğun sonunda, Avrupa Birliği'nin Yapay Zeka Yasası ve Demokrasi 4.0'ın vizyonu birleşiyor. Bu iki kavram, yapay zeka ve ileri teknolojilerin potansiyelini maksimize ederken, aynı zamanda demokratik değerlerin ve vatandaşların katılımının korunmasını sağlıyor. Bu vizyon, sadece Avrupa'nın değil, tüm dünyanın demokrasi anlayışını ve uygulamalarını yeniden şekillendiriyor.


İşleyen batı demokrasileri için bu yolculuk, daha katılımcı ve şeffaf bir demokrasi için daha yeni başlıyor.


Peki ya Türkiye'de? Derin öğrenme ile manipüle edilmiş, sahte videoların sonucu etkilediği bir seçimi geride bırakmışken, tüm bu gelişmeler ve AB standartlarının gerisinde kalan Türkiye için tablo pek parlak değil.


AB'nin başını çektiği bu hikayenin bir parçası olmak ve demokrasinin geleceğini birlikte şekillendirmek için önce Türkiye'nin Avrupalı kaderine sahip çıkacak geniş bir halk hareketi gerekiyor.

Comments


bottom of page