TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİK HEDEFİ İÇİN CHP
HÜKÜMETE DAHA FAZLA REFORM
AB’YE DAHA İYİ BİR VİZYON ÇAĞRISI YAPIYOR
Dün AB’nin yıllık olarak yayımladığı Türkiye İlerleme Raporu Brüksel’de açıklandı. Ardından Avrupa Parlamentosu Dışilişkiler Komitesi’nde AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle’yi dinledik. Komitedeki tartışmaki gözlemlerimi Twitter’dan takipçilerim ile paylaşırken aynı saatlerde uluslararası basın ve AB kurumları ile de ilerleme raporuna dair bir değerlendirme paylaştım. Aşağıda sizinle bu İngilizce değerlendirmenin Türkçe çevirisini paylaşıyorum.
Sevgi ve selamlar,
Kader
Brüksel, 12 Ekim 2011
Türkiye’nin sosyal demokrat ve ana muhalefet partisi olarak CHP, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini her zaman desteklemiştir. CHP Türkiye’nin Avrupa Birliği tarafından öngörülen Kopenhag siyasi kriterlerinin gerekliliklerini yerine getirmesini ve daha fazla yasal ve sosyal reform yapmasını istemektiyor. Uluslararası sistemde ortaya çıkan finansal, sosyal ve siyasi değişimlerin sonucu olarak dünyanın artık daha iyi bir küresel düzene ihtiyacı var. Bu açıdan dünyamızın, gelişen dünyada daha büyük bir tek pazar, sosyal model ve siyasi birlik olma potansiyelini gösterecek daha iyi bir Avrupa’ya ihtiyacı var. AB üyelik sürecinde başarılı bir Türkiye, Avrupa’ya daha jeostratejik bir rol, ekonomik dinamizm, gençlik gücü, doğal, kültürel ve tarihi zenginlik, güvenlik ve enerjiyi de beraberinde getirecektir.
Avrupa Komisyonu Türkiye 2011 İlerleme Raporu, Avrupa Birliği üyeliği için Türkiye tarafından atılması gereken çok önemli adımları vurgulamaktadır. Ancak, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, bireysel özgürlükler, basın özgürlüğü, kadın hakları, sosyal politika, serbest ve adil piyasa ekonomisi alanlarında eksiklerin tamamlanması ve gerilemelerin reformlar yoluyla giderilebilmesi için her zaman daha derin analizlere ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer yandan rapor, Güney Kıbrıs yönetimi ve Fransa nedeniyle haksız biçimde bloke edilen müzakere başlıkları konusunda Avrupa Birliği’nin kendi çelişkilerini ve açmazlarını ortaya koyma açısından eksik kalmıştır. Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile olan ilişkilerde Avrupa değerlerini ve ilkelerini AB düzeyinde daha güçlü biçimde savunmasını beklemekteyiz.
CHP, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin yeniden canlandırılmasını önermektedir. Türkiye’nin demokratik geleceği Avrupa’dadır. Mevcut durumun ötesinde Türkiye ile yeni bir dönemin desteklenmesi için en az beş konunun önemini vurgulamak istiyoruz:
– İlk olarak, Türkiye’nin AB sürecine partizanlıktan ve dar görüşlü siyasi hesaplardan uzak ve en geniş siyasi ve sosyal uzlaşı teşvik edilerek yaklaşılmalıdır. Hırvatistan örneğinde olduğu gibi muhalefet partisi tarafından yönetilen bir izleme komitesi bu anlamda iyi bir örnektir.
– İkinci olarak, AB 2020 Stratejisi çerçevesinde büyüme, istihdam, yargı sistemi reformu, eğitim reformu, enerji güvenliği, AB uyum süreci ve küresel rekabet politikaları konularına odaklanması gereken demokratik bir ülkenin gereksinimlerini karşılamaya yönelik bir siyasi ajanda.
– Üçüncüsü, AB sürecinin sosyal standartları, demokrasiyi ve ekonomiyi nasıl daha üst düzeye taşıyacağı konusunda Türk kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesi.
– Dördüncüsü, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda Avrupa yanlısı, yapıcı ve sonuç odaklı yaklaşımının devam etmesi (Bu noktada, AB tarafından da desteklenen Birleşmiş Milletler zemininde hazırlanan Annan barış planının Türkiye ve KKTC tarafından desteklendiğinin hatırlanması gerekir. AB’nin Kıbrıs konusunda verdiği sözleri tutmaması Türkiye’deki Avrupa yanlısı eğilimlere ciddi oranda zarar vermiştir).
– Sonuncu ve çok önemli bir husus ise AB siyasetçilerinin doğrudan Türk toplumunu işaret ederek Türkiye’ye destek vermelerinin önemidir. “Türklerin Avrupa’daki geleceklerini destekleme” adına girişim ve söylemlerde “bir hükümetin siyasi kaderini destekleme” çelişkisine düşmekten sakınılmalıdır. Bu aynı zamanda Avrupalı siyasetçilerin küresel durumun gerektirdikleri konusunda Avrupa kamuoyuna gerçekleri söyleme konusundaki liderliğini göstermesi açısından da önemli bir fırsattır: üyelik kriterlerini yerine getiren Türkiye, Avrupa Birliği’nin çok önemli bir üyesi olacak ve Birliğe uluslararası alanda ekonomik ve siyasi güç kazandıracaktır. Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi içine alarak genişlemesi, dünyada gittikçe artan rekabet ortamında Avrupa vatandaşlarının geleceği açısından faydalı olacaktır.
Hem Türkiye hem de AB tarafından tam üyelik hedefi sorgulanmaksızın ve daha somut, sağduyulu politikalarla yeniden canlandırılacak AB süreci ile birlikte Türkiye’nin güncel sorunları daha iyi çözülebilecektir. Unutulmamalıdır ki, hepimiz için işleyen bir Türk demokrasisi Türkiye’nin de mensubu olduğu Avrupa’nın ortak çıkarıdır.
Commentaires