top of page

Avrupa Birliği'nde Sosyal Medya Kullanımına Asgari Yaş Uygulaması Gelecek Mi? Sosyal Medya Trollüğü, Kimlik Doğrulaması ve Anonimliğin Geleceği

  • Writer: Kader Sevinc
    Kader Sevinc
  • 15 minutes ago
  • 2 min read

ree

Avrupa Parlamentosu’nun 26 Kasım 2025’te aldığı karar, sosyal medya ekosistemini kökten dönüştürebilecek bir süreci başlattı. Parlamento, sosyal medya için asgari yaş sınırının 16’ya çıkarılması yönünde bağlayıcı olmayan bir karar kabul etti. Bu bir yasa değil, Avrupa Komisyonu'na “bu konuda bir taslak hazırlayın” diyen politik bir işaret. Komisyon harekete geçerse müzakereler en az 1 ya da 2 yıl sürecek. Düzenlemenin gerçekleşmesi halinda fiili yürürlüğü ise 2027 ya da 2028 dönemine denk gelebilir. Bu aşamada tüm dikkatler Avrupa Komisyonu’nun atacağı adımda.


Dünyada bunun örneği şu anda yalnızca Avustralya’da var. Avustralya, 16 yaş altına sosyal medya hesap açma ve kullanma yasağını yürürlüğe soktu. Avrupa’da ise henüz hiçbir ülke kapsamlı bir yasayı uygulamaya koymuş değil. Fransa, Danimarka ve bazı diğer ülkeler ebeveyn izni ya da yaş doğrulaması gibi modelleri tartışıyor, ancak tam bir yasak bulunmuyor.


Avrupa’da konuşulan model teknik olarak basit görünse de etkisi geniş. 16 yaş altına yasak, dijital ortamda yaş doğrulamasını zorunlu hale getiriyor. Bu da sosyal medya hesaplarının devlet tarafından verilen kimliklerle veya dijital kimlik cüzdanlarıyla eşleştirilmesi ihtimalini artırıyor. Bu tür modeller bugün çeşitli pilot projelerde test ediliyor. Yaş doğrulamasının sadece yaş göstergesiyle sınırlı kalması mümkün, fakat gerçek hayatta çoğu zaman daha geniş veri setleri devreye giriyor. Devletlerin ve platformların daha fazla kimlik verisini toplayarak eşleştirmesi yönünde bir basınç oluşması kaçınılmaz.


Bu çerçevede sosyal medyada anonimliğin geleceğini de tartışmanın merkezine yerleştirdi. Kimlik doğrulamasının zorunlu hale gelmesi, anonim hesapların büyük bölümünü ortadan kaldırabilir. Bu değişimin olumlu etkileri de olabilir. Anonimliğin azalması, yıllardır dijital alanı kirleten trol faaliyetlerini, tacizi ve koordineli manipülasyon kampanyalarını önemli ölçüde sınırlayabilir. Kurumsal aktörler, uzmanlar ve güvenlik otoriteleri bu yönü özellikle vurguluyor. Diğer yandan kimliğin her dijital eyleme bağlanması ifade özgürlüğü ve mahremiyet açısından yeni sorular doğuruyor.


Bu tartışma yalnızca teorik değil. X’in son dönemdeki adımları bu gerilimi görünür kıldı. X, kullanıcıların hesaplarının hangi ülkede bulunduğunu ve nereden açıldığını gösteren özellikleri rıza tartışmaları sürerken hayata geçirdi. Bu, bir taraftan kötü niyetli ağların gerçek coğrafyasını ortaya çıkarmaya yardım etti. Diğer taraftan kullanıcıların konum bilgilerini açık hale getirerek güvenlik ve mahremiyet risklerini büyüttü. Sosyal medya giderek daha saydam hale gelirken, kullanıcıların mahremiyetve güvenlik sınırları da yeniden çiziliyor.


Avrupa Parlamentosu’nun kararı bu yüzden sadece bir yaş sınırı tartışması değil. Dijital kimlik, çevrim içi mahremiyet, ifade özgürlüğü, platform güvenliği ve devletlerin dijital alan üzerindeki yetki alanı gibi konuların kesiştiği yeni bir dönemin habercisi. Eğer Komisyon bu yönde bir yasa taslağı hazırlarsa birkaç yıl içinde Avrupa’da internet kültürünün temel dinamikleri değişebilir. Bu değişim hem riskler hem de fırsatlar içerecek. Trollük ve dijital şiddetin azalması bir kazanım olabilir. Buna karşılık kimliğin her eyleme bağlanması, demokratik sistemlerde bile yeni kırılma hatları yaratabilir.


Önümüzdeki dönemde tartışma daha da hızlanacak. Artık Avrupa Birliği çapında sosyal medyanın nasıl bir yer olacağı teknik değil, siyasal bir soru. Bu soru da sadece gençlerin sosyal medya erişimiyle sınırlı değil. Dijital alanın gelecekte kim için, ne kadar özgür ve ne kadar güvenli olacağı yeniden tanımlanıyor.


Güvenlik ve mahremiyet, haklar alanı bir kez daha karşı karşıya.


Kader Sevinç


Brüksel

 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


©1919 by J.Altman.

bottom of page